AKTÜEL ARKEOLOJİ 68.SAYI İKLİM VE UYGARLIK
İklim ve uygarlık arasındaki ilişki bugün birçok farklı disiplinden bilim insanının ilgilendiği bir araştırma konusu. "İklim, gerçekten de uygarlığı şekillendirdi mi?” sorusu bu sayının ana konusu.
Bu sorunun yanıtı ise oldukça karmaşık ancak bugün bilimsel kanıtlara dayanarak rahatlıkla söyleyebiliriz ki iklim, doğrudan olmasa da dolaylı olarak uygarlığı şekillendiren "görünmez” bir güç. İklim için "görünmez güç” diyoruz çünkü iklimin uygarlık üzerindeki etkisi hava sıcaklıklarının yıllar içinde yavaş yavaş artması ya da soğumasına bağlı olarak tetiklenen bir dizi başka olaydan izlenebilir görüşü yaygınlık kazanmış durumda. İklimin etkisini göz ardı ederek antik çağlarda göç, savaş ya da kuraklık gibi olayları kendi bağlamları içinde yorumlamak da mümkün. Öte yandan, bu tür olayların sebepleri araştırılmaya başlandığında, iklimin üstlendiği tetikleyici rolü fark etmeye başlarız. Yavaş yavaş gelen kuraklık, kuraklık ile başlayan göç, göçlerle gelen savaşlar ve savaşların sonucunda uygarlıkların yıkılması, yeniden kurulması gibi olayların tümü bu sürecin sonuçları olarak görünür. Tüm bunlara sebep-sonuç ilişkisi içinde baktığımızda, iklimin üretim, ticaret, göç, savaşlar gibi birçok alanı tetikleyen önemli bir güç olduğunu söylemek mümkün.
Burada iki önemli kırılmanın altını çizmek gerekiyor; birincisi sanayi öncesi tüm uygarlıklar -ki bunların tamamı tarım toplumuydu- iklimin etkilerini çok daha ağır ve katlanılması güç sonuçlarla yaşadılar. Tarım kültürü süreci içinde ortaya çıkan iklim olaylarında "insanı faktörü”nün neredeyse hiç olmadığını özellikle vurgulamak gerekiyor. Yani iklim onlarca, yüzlerce yıllık zaman süreci içinde insanın etkisi olmadan zamanla kendi doğal süreci içinde değişti ve tarım toplumlarının hayatını etkiledi.
İkinci kırılma ise 18-19. yüzyıllar ile başlayan Sanayileşme sonrasında, sanayileşen ve kentleşen toplumlarda insan etkisi iklime doğrudan etki ederek binlerce yılda gerçekleşebilecek iklimsel olayı çok daha hızlandırdı. Buna karşın iklimin yıkıcı etkileri Sanayi çağının teknik gelişmeleri ile süspanse edilebilir göründü. Modern çağ endüstriyel üretim kültürü iklim üzerindeki etkisinin, Antik Çağ tarım üretiminden farklı olarak çok daha etkili olduğunun altını özellikle çizmek gerekir. Yani artık insani faktör devrededir. Sanayi toplumu üretim biçiminin iklim üzerindeki bu doğrudan etkisi Antik Çağ’daki gibi zamana yayılan bir sebepsonuç ilişkisini tam tersine çevirmiştir. Bundan dolayı iklimin sonuçları modern çağda daha hızlı ve görünür olmuştur.
Arkeoloji üzerinden iklime bakmak ya da iklim üzerinden arkeolojik kalıntılara bakarak uygarlığı anlamak arkeoloji bilimine yepyeni bir ufuk açmış gibi görünmektedir. Bu yeni birliktelik, Antik Çağ’da gözden kaçırdığımız birçok sonucun sebebini anlamamıza katkı sunacak niteliktedir. Anlatım dili olarak iklim bilimi oldukça tekniktir çünkü on binlerce yıllık görünmez kalıntıların analizi çok fazla analitik sonuça dayanır ve bu sonuçlar uygarlığın yol haritası üzerine oturduğunda, MÖ 2.-1. bin yıllarda neden büyük göçlerin yaşandığını, Sumerler gibi bir uygarlığın neden yok olduğunu, Hititlerin neden çöktüğünü, kolonizasyon göçlerinin neden yaşandığı anlamlandırmaya başlarız.
Bu sayının önemi sadece geçmişi anlamak için değil, içinde yaşadığımız bu ortak dünyanın gelecekte neler ile karşılaşabileceğinin de bir ön gösterimi olması bakımından önemlidir. İklim sadece insanın değil, tüm canlıların hayatını etkilemekte ve şekillendirmektedir. Bu nedenle iklim üzerine daha fazla düşünmeli ve caba sarfetmeliyiz...